Bu Köyde 400 Yıldır Davul Çalmak Yasak
Perşembe, 12 Mayıs 2022
Bu Köyde 400 Yıldır Davul Çalmak Yasak Sındırgı’da bulunan bir köyde 400 yıldır davul çalınmıyor. Balıkesir’in Sındırgı ilçesine bağlı Hisaralan Mahallesinde
yüz yıllardır Ramazan ayında ve düğünlerde davul çalınmıyor. Sındırgı’ya 23 kilometre uzaklıkta bulunan ve 1600 yıllarda
kurulduğu söylenen Hisaralan Mahallesinde bulunan İbrahim Dede Hz. Türbesi
nedeniyle köy içinde davul çalınmadığı belirtildi. Köy sınırları içerisinde
bulunan derenin bir tarafında davul çalınırken, diğer tarafında davul
çalınmıyor. Düğünlerde köy girişinde gelin karşılamasında dere üzerindeki
köprüye kadar davul çalınıyor, köprüye gelince darbuka çalmaya başlanıyor ve
mahalle aralarında darbuka iler devam ediliyor. Ramazan aylarında ise İbrahim Dedeye
saygıdan dolayı davul yerine önceleri teneke çalınarak mahalle halkı sahura
kalkarken son zamanlarda camiden verilen sela ile sahura kalkılıyor. Hisaralan Mahalle
muhtarı Sezgin Altınöz, Çoban İbrahim o kadar alçak gönüllü ve iyi bir insan ki
akşam hayvanları ahıra koymadan önce ahırı süpürür ve çıplak bir şekilde
kendisi yatar eğer rahatsız olursa tekrar süpür kendi rahat edince hayvanları
ahıra koyduğunu belirtti. Muhtar Altınöz Habere
Bakış Gazetesine İbrahim Dede ile ilgili açıklamalarda bulundu. İbrahim Dedenin,
Köy kurulduktan sonra ağanın yanına çoban olarak geldiğini belirten Altınöz, “Rivayetlere
göre İbrahim Dede hazretleri, köyümüzün
kuruluşu yıllarında Dursunbey Göbül köyünden çoban olarak gelir. İbrahim Dede
hazretleri köyün ağasının yanında çobanlığa başlar. Vaktiyle hizmetini yaptığı zengin
Ağa, hacca gitmiş ve orada bir gün canı nişasta helvası istemiş. Onun bu arzusu
İbrahim Dede’ye malum olunca ağanın hanımının yanına giderek helva yapmasını
ister. Ağanın hanımı helvayı ne yapacağını sorunca birine göndereceğini söyler.
Ağanın hanımı helvayı yaparak İbrahim’e teslim eder. O esnada Ağa, Mekke’de
çadırında namaz kılarken selam verince helvayı görür. Yeni pişmiş sıcacık
helvayı biri bırakmıştır diye düşünüp afiyetle yer ve dua eder. Ancak helvayı
yedikten sonra helva kabının kendi kaplarına benzediğini görünce torbasına
koyup köye geri döner. Köye geri döndüğünde hanımına helva kabının nerede
olduğunu sorunca gerçek ortaya çıkar. Ağanın hanımı çobanları İbrahim’in birine
göndermek üzere helva yaptırdığını ve o günden beri helva kabını görmediğini
söyleyince gerçek anlaşılır. Hayvanları otlamadan getiren İbrahim ağasının
elini öpüp hoş geldin demek ister. Bunun üzerine ağa İbrahim’e elini vermez ve
asıl eli öpülecek olan sensin der ve köşesine oturmak ister. Ama İbrahim
ağasının isteğini kabul etmeyerek çobanlığa devam eder” dedi. “Asası İle Su Çıkarmış” Hisaralan Muhtarı Altınöz su kıtlığı yaşandığı bir dönemde
asası ile su çıkardığını belirterek, “Ağanın hacdan gelmesinin ardından köyde
su kıtlığı yaşanır ve köylüler bahçelerini sulayamaz hale gelir. İbrahim
hayvanlarıyla bahçelerin yanında geçerken köyün kızları İbrahim’le alay ederek
hadi bir su bulda bahçeleri sulayalım der. Bunun üzerine İbrahim ben su
çıkarırım ama sizden isteklerim olacak diye şart koşar. Bunun üzerine köyün
kızları alay ederek kabul ederler. Çoban İbrahim asasını toprağa 3 defa vurması
üzerine su çıkar. Köylülerde İbrahim’in isteklerini mecburen kabul ederler ve
isteklerini sorarlar. Bunun üzerine İbrahim köy sınırları içerisinde davul çalınmayacağını,
atlarının kuyruklarının bağlanmayacağını, çeşme başında tartışma
yapılmayacağını ve son olarak yılda iki defa hayır yapılmasını ister. Tartışmada
suyun dineceğini söyler. Köylülerde mecburen İbrahim’in sözlerini kabul ederler.”
Dedi. “İbrahim Dede kuş Olup Uçmuş” Hisaralan köyünde İbrahim Dedenin yaptıkları kulaktan kulağa
yayıldığını belirten Muhtar Altınöz, “ Köyde bu şekilde olaylar olunca çoban İbrahim’in
yaptıkları çevre il ve ilçelerde duyulmaya başlar. Bunun üzerine ilçenin mülki
amiri işin aslını öğrenmek için Hisaralan köyüne gitmek için yola çıkar. Ancak kaplıcaya
vardığında akşam olur akşam kaplıca kalmaya karar verir. İbrahim’e haber gönderir ve kaplıcaya çağırır.
İbrahim köyden kaplıcaya gelir ve mülki amirin huzuruna çıkar. Dönemin Mülki
amiri İbrahim’e madem ermişsin kaynar suyun içine gir çıkta bizde inanalım
senin ermiş olduğuna der. Bunun üzerine İbrahim Amire ben öyle bir şey iddia
etmiyorum. Eğer benim ermişliğimi denemek için kaynar suya girmemi emrediyorsanız
girerim ama beni böyle bir şeye
zorladığınız için Allah’ta sizin gözünüzü kör etsin der ve sıcak suya
girer. İbrahim dede sıcak suya girer girmez sıcak su sıçrar ve Mülki amirin
gözü kör olur. Çoban İbrahim ise kuş olup uçar. Bugün mezarının olduğu yerde
asası bulunur ve türbe yapılır. ” dedi. “Davul çaldırdı evi yandı” Yıllardır köylerinde düğün ve ramazan aylarında davul
çalınmadığını ifade eden Muhtar Altınöz, “ İbrahim Dede hazretlerin istekleri
köyümüzde kuşaktan kuşağa yerine getiriliyor. Zaten bunu bilen davulcularda köye
düğüne geldiği zaman davul çalmıyor. Ancak yakın zamanda köyümüz sakinlerinde
bir kişi oğlunu evlendirirken zorla davulcuya davul çaldırmak istiyor. Davulcu
köyde davul çalmanın yasak olduğunu söyleyince düğün sahibi İbrahim Dede kim
oluyor diyerek davulcuya tokat atıyor ve davulcu mecbur kalıyor davul çalamaya.
Davul çalınmaya başlayınca düğün evinde yangın çıkıyor. Onun için köyde o
gündür bugündür davul çalınmıyor.” Dedi. “Kuyruğu bağlı Atla köye girdi felç kaldı” İbrahim dedenin sözlerine karşı çıkanların başına mutlaka
bir olay geldiğini ifade eden Muhtar Altınöz, “ Yine çok yakın zamanda bizimde
bildiğimiz, köyümüzün önde gelenlerinden biri düğünde kuyruğu bağlı atla köye
girince köy içinde bulunan dut ağacına çarpar. Dut ağacına çarpınca felç kaldı
ve hayatını felçli olarak devam ettirdi. Onun için köyümüzde kuyruğu bağlı at
bulunmaz. ” dedi. Hisaralan Mahalle Muhtarı Altınöz,yüzyıllardır İbrahim dedeye hürmeten köyde davul
çalınmadığını ve köylüleri tarafından
yılda iki defa adına hayırlar yapıldığını söyledi. Mahalle sakinlerinden Emin Baycan “İbrahim dedemizin bize
vasiyet etmiş olduğu köprü bu. Bu köprüden sonrasında köyümüzün içinde davul
çalınmıyor düğünlerde eğlencelerde. “ şeklinde konuşurken Mehmet Özmen ise
“Bizim dedemiz tabi tarihini kimse bilmiyor. Ama dedemizin vasiyeti var 3 tane.
Köyümüze davul zurna çalmak yasak. Kuyruğu düğümlü at girmek yasak. Sene de 2
defa bir bahar bir güz hayrını yaparız. Dedemizin vasiyeti bu şekilde. Çamtaş
dediğimiz kayadan Nokçak mevkisinden Dürbeharman mevkisinden dışarıda çalınır
Bunların dışında köy civarında, içinde çalınmaz. “ dedi.